Şu işe bakın ki o günlerde de otele ortak olarak kabul edilmiştir. Diğer üç ortak ortaklığa parasal sermayesini koyarken kendisinin sadece teşebbüs ruhunu ortaya koyması dedikoduya varan rahatsızlıklara yol açması da o günlerdedir.
Kararını vermiştir. Van’a peynir almaya gidecektir. Bavulunu hazırlar ve yola çıkar. Van’a doğrudan vasıta olmadığından ancak on beş günde varabilir. Varınca memleketi Kozan’a tel çeker. 60’lı yıllardan bahsediyoruz; “telefon edilmez, tel çekilir”. Peynir basmak için keçi tulumu istemektedir. Bir de kendine yardımcı… İstedikleri gelir. Uzun hikaye...
Peyniri basar ve gelir. Ankara, Kayseri ve Adana’da satar.
Artık işi kapmış ve daha önemlisi iş kafasına yatmıştır. Bundan böyle neredeyse gelenek haline gelen, yaz girmeden ekinler biçilmesine yakın Kozan’dan her sene bir-iki kamyona yük ve yeteri kadar çalışanı ile Van’a gidilir, mandıra kurulur, sütler toplanır, peynirler yapılır ve Ankara, Kayseri ve Adana’da satılır. Vergi karnesindeki ünvanı “Seyyar Mandıracı” diye geçer. Çok iddialı olur mu bilinmez ama mandırayı seyyar hale getiren ve böylece kendi sektörünü kuran belki de ilk kişidir. Bu konuya ihtiyat payı bırakalım. Yani “Seyyar Mandıracılığı” ilk kimin başlattığı, nerede başlatıldığını iktisat tarihçileri bulsun. Biz işimize bakalım.
Bahsi geçen delikanlının kim olduğunu merak ediyorsunuz sanırım. Hemen söyleyelim: “Mehmet Göçer”. Hem tarih yazmıştır hem de tarihe geçmiştir. Sadece bu yönleriyle değil her yönden örnek bir insandır. Mehmet Göçer’in oğlu Öz Göçerlerin kurucu ve yöneticisi olan Eyüp Göçer’e en büyük mirası engin hoşgörüsü, esprileri ile girişimciliğidir. Öz göçerler, bu geleneksel birikimi harmanlayarak gelecek neslin ruh ve beden bütünlüğüne kavuşması ilkesiyle yola çıkmış ve 1983 yılında 250m2 olan işyeri alanını müşteri istekleri doğrultusunda 2001 yılında 8 kat arttırarak 2000 m2 alana sahip modern bir işletme kurmuş olup, günlük süt işleme kapasitesini de 100 tona çıkarmıştır.
Tesislerde kullanılan sütün Çukurova’nın köylerinden temin edilmesinden ürün haline gelişine ve ürünlerin son tüketicinin sofrasına bereketle gelişine kadar tüm aşamalarda hijyen ve kaliteden ödün vermeden sağlıklı, geleneksel bir damak tadı bırakan lezzetli ve yeniliğe açık ürünler ile hizmetini sürdürmeyi ilke edinmiştir. Üretim aşamasında kullanılan tüm makine ve donanımlar hijyenik şartlar taşıyıp, ürün sevkiyatlarımız Öz Göçerler frigorifik servis araçları ile sağlanmaktadır. Hayatın tadına varmak ruh ve bedeni sağlıklı bir bütüne kavuşturmaktan geçiyor.
Sağlıcakla kalın…
Eyüp GÖÇER